• BIST 5.438,38
  • Altın 1104.603
  • Dolar 18.935
  • Euro 19.9686
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 8 °C

6183 ve 2577 SAY. KAN. ÇERÇEVESİNDE HACİZ VE HACZE İLİŞKİN UYGULAMALARı

Emre BAYRAKTAR

 

 

 

 

6183 ve 2577 SAYILI KANUNLAR ÇERÇEVESİNDE

HACİZ VE HACZE İLİŞKİN UYGULAMALAR

            Kamu hizmetlerinin finansmanında ve kamu gelirleri içerisinde en önemli kaynak vergi gelirleridir.Vergi yükümlülüğünde vergi borçlusu ; bu verginin mükellefi vergi alacaklısı ; ise devlettir.Vergi uygulamalarında verginin tarh , tahakkuk ve tebliği V.U.K. hükümlerine göre tespit edilirken , vergiye ilişkin tahsilat , vergi cezası , para cezası gibi diğer alacaklar ise 6183 sayılı A.A.T.U.H.K. hükümlerine göre tespit edilmektedir. 

Amme alacakları hususunda idarece yapılan işlemleri temelde iki bölüme ayırabiliriz.Birinci husus amme alacağının ödeme aşamasına gelmeden önce korunmaya alınması , ikinci husus ise amme alacağının vadesinde ödenmemesi durumunda yapılan uygulamalar olarak ayırabiliriz.

Amme alacağının tahsilinin şüpheli olabileceği durumlarda idare tarafından amme alacağının güvence altına alınması için çeşitli yöntemler söz konusudur.

 Bunlar sırası ile ;  

1.      Alacağa Karşılık Teminat İsteme( 9. – 12. maddeler  )

2.      İhtiyati Haciz                               ( 13. – 16. maddeler)

3.      İhtiyati Tahakkuk                         ( 17. – 20. maddeler)

4.      Rüçhan Hakkı                              ( 21. madde             ) 

Süresi içerisinde ödenmeyen amme alacağının idare tarafından cebren tahsili gerekir.6183 sayılı kanunda cebren tahsil ve takip esasları 54. madde ile belirlenmiştir. Buna göre ; 

Ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur.Cebren tahsil aşağıdaki şekillerden herhangi birinin tatbiki suretiyle yapılır.

           1. Amme borçlusu tahsil dairesine teminat göstermişse, teminatın paraya çevrilmesi yahut kefilin takibi,

           2. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi,
           3. Gerekli şartlar bulunduğu takdirde borçlunun iflasının istenmesi.

 

           Bu makalemizde amme alacağının cebren tahsili işlemlerinden “ haciz işlemleri ve haciz işlemlerine yönelik yargısal süreç ” üzerinde durulacaktır.

           GENEL OLARAK HACİZ

 Haciz , kelime anlamı olarak kısaca “el koymak” anlamına gelmekle birlikte amme alacağının tahsili amacıyla haciz ; “ Borçlunun ,mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden , alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarına tahsil dairesince el konulmasıdır.”

 Haciz , tahsil dairelerince düzenlenen haciz varakası ile yetkili kılınan memur tarafından yapılır.Haciz yapılırken , borçlu veya zilyet veya bunların; vekilleri, işçi, müstahdem veya aileleri efradından birisi kendilerini temsilen bulunur. Bunlar haciz yerinde bulunmaz veya o sırada bulundurulmaları sağlanamazsa gıyapta haciz yapılır. Gıyapta yapılan hacizlerde zabıta memuru veya muhtar veya ihtiyar kurulu üyelerinden biri veya borçlunun veya zilyedin komşularından iki kişi hazır bulundurulur.  

           Haciz gıyaben yapıldı ise haciz varakasının bir örneği amme borçlusunun bilinen adresine gönderilir. 

Haczi uygulayan memur, hacz edilecek mallara bir değer biçerek haczedilen malları kaldırtabileceği gibi haciz esnasında hazır bulunanlardan birisini yeddi emin tayin ederek bu kişiye de teslim edebilir.Burada özellik arz eden husus , haciz memuru değer tespitini yaptıktan sonra borçlu müracaatı ile ve tahsil dairesinin uygun görmesi halinde hacz edilen mallar için bilirkişiye değer biçtirilebilir. 

Hacz edilen mallar tahsil dairesince gerekli kurumlara bildirilerek hacze konu olan malların üzerine ilgili kurumlarca şerh düşülmesi sağlanmalıdır.Örneğin gayrimenkul olarak bir binanın haczi durumunda keyfiyetin tapu siciline bildirilmesi gibi.

HACİZ DURUMUNDA İSTİHKAK DAVASI

Haciz işlemleri sırasında sıkça karşılaşılan hususlardan birisi de “İstihkak” konusudur.İstihkak iddiaları 6183 sayılı A.A.T.U.H.K.’un 66 , 67 ve 68.maddelerinde düzenlenmiş olup bu madde hükümlerine göre istihkak iddiaları temelde üç ana bölüme ayrılabilir.

1. ) Borçlu elinde bulunan malların haczinde borçlunun hacze konu malların üçüncü şahısa ait olduğunu iddiası ,

2. ) Borçlu elinde bulunan malların haczinde üçüncü şahsın hacze konu olan malların kendisine ait olduğunu iddia etmesi ,

3. ) Hacze konu malların borçlu elinde değil de mallar üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs elinde olması durumunda malların borçluya ait olduğunun tahsil dairesince iddia edilmesi, 

İstihkak iddiası sözkonusu olan durumlarda haciz memuru bu iddiaları haciz zaptına geçirir. Yukarıda belirtilen bir ve iki numaralı istihkak iddialarında idare 7 gün içinde istihkak iddiasını reddetmediği takdirde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır.Ancak istihkak iddiası tahsil dairesince kabul edilmez veya borçlu tarafından istihkak iddiasına itiraz edilirse 7 gün içinde mahkemeye başvurulması gerekir. 

Üçüncü durumda ki istihkak iddialarında tahsil dairesi keyfiyeti alacaklı amme idaresine bildirir , ilgili alacaklı amme idaresi bildirme tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açması gerekir.Dava açılmadığı takdirde istihkak iddiası kabul edilmiş sayılır.Yani borçlu elinde olmayan , mallar üzerinde mülkiyet ve rehin hakkı iddia eden borçlunun bu iddiası kabul edilmiş sayılır.

HACİZ KONUSU MALLAR VE YAPILACAK İŞLEMLER 

Haciz yapılırken kanun koyucu bazı malların haczini yasaklamışken bazı mallarında kısmen haczine müsaade etmiştir.Bu hususlar kanunun 70.maddesinde “hacz edilemeyecek mallar” ,aynı kanunun 71.maddesi ile “kısmen hacz edilebilecek mallar” ve 77. ve 88. maddeleri ile de “menkul ve gayrimenkullerin haczi”  şeklinde düzenlenmiştir. 

Bu noktada haczedilemeyecek mallar olarak , borçlunun hayatını idame ettirmesini sağlamaya yönelik temel mallar , kısmen haczedilebilecek mallar olarak da daha çok borçlunun aldığı aylık , nafaka gibi para ile ifade edilebilen kıymetler olarak karşımıza çıkmaktadır. 

İdare tarafından haciz işlemleri yapıldıktan sonra borçlu haczedilen mallar üzerinde tasarrufta bulunamaz.Aksi durumda borçlu tahsil dairesince uyarılır.Borçlunun haczedilen mallar üzerinde tasarrufta bulunma hakkının olmaması bu malı kullanan üçüncü bir şahıs var ise bu şahısın zilyedlik hükümlerine istinaden iyi niyetle elde ettiği hakları ortadan kaldırmaz.Örnek verecek olursak borçlunun evinin haczi durumunda evde oturan kiracının kira sözleşmesinden doğan hakları ortadan kalkmaz.  

İdare tarafından haczedilen mallar 6183 sayılı kanunun 74. maddesi hükümlerine göre paraya çevrilir.Paraya çevrilen mallar alacağın takibi ile ilgili masraflar ve amme alacağı düşüldükten sonra geriye kalan kısım borçlunun ödeme zamanı gelmiş veya muaccel borçlarına mahsup edilir.Bu ödemelerden sonra kalan tutar şayet hacze iştirak eden başka bir daire yoksa borçluya verilir aksi durumda hacze iştirak eden kuruma ödenir. 

ACİZ HALİ 

Haciz mevzuumuzda önemli bir husus ise amme borçlusunun “aciz hali” ‘dir.Aciz hali; 75. maddeye göre , “borçlunun haczi caiz malı olmadığı veya bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde borçlu aciz halinde sayılır.” Bu durumda bulunan amme borçluları hakkında teminat ve faiz aranmadan 48.madde hükümleri uygulanabilir.Bu madde hükümlerine göre ise ; şayet amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmek şartı ile alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca vergi,resim,harç,ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı,vergi cezası,para cezası ve gecikme zammı alacakları iki yılı ,  diğer amme alacakları ise beş yılı geçmemek  üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir. 

HACZE KARŞI YARGI YOLLARI VE İŞLEYİŞİ 

1. Ödeme Emri ; 6183 Sayılı Kanun’un 55. maddesine göre , amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları ödeme emri ile tebliğ olunur. 

Ödeme emrinde borcun mahiyeti , ödeneceği yer , vadesinde ödenmediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsili ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı , gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı belirtilir. 

Karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacakları ise bu kanunun 56.maddesi gereğince 7 gün içerisinde ödenmediği takdirde teminat paraya çevrilerek amme alacağı tahsil edilir.

2. Ödeme Emrine İtiraz 

Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait davalara bakan vergi mahkemesi nezdinde dava açabilir.

Şayet davacı borcun bir kısmına karşı dava açıyorsa borçlu o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi gerekir , aksi halde dava açılmamış sayılır. 

Borçlu açtığı dava ile ilgili olarak şayet teminat gösterir ise takip muamelesi borç miktarı için vergi mahkemesince bu hususta karar verilinceye kadar durdurulur. 

3. Vergi Mahkemesi Kararına Karşı İtiraz / Temyiz 

Ödeme emrine karşı vergi mahkemesine açılan davanın reddolunması halinde ; şayet vergi mahkemesi kararı tek hakimle verilmiş ise Bölge İdare Mehkemesi’nde itiraz , aksi durumda ise Danıştayda temyiz yoluna gidilir. 

4. Temyiz 

Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararları başka kanunlarda aksi hüküm bulunsa dahi Danıştay’da temyiz edilebilir. 

Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde temyiz talebi tebliğ tarihini takip eden 30 gün içerisinde yapılır. 

Ancak idare ve  vergi mahkemelerinin itiraz yolu açık olan kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna gidilemez. 

4.a Kararın Bozulması 

Temyiz incelemesi sonucunda Danıştay ;  

a ) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması ,

b ) Hukuka aykırı karar verilmesi ,

c ) Usul hükümlerine uyulmamış olması ,   

sebeplerinden dolayı kararı bozabilir. 

Temyiz incelemesi sonucunda karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise kararın düzeltilerek onanmasına karar verilir. 

Alt mahkeme bozma kararına uymayarak kararında ısrar etmesi durumunda dava konusuna göre , Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulu’nca incelenir.Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunludur. 

4.b. Kararın Düzeltilmesi 

Danıştay Dava Daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları’nın temyiz üzerine verdikleri kararlar ile bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri kararlar hakkında , bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde taraflarca ;  

a ) Kararın etkisine olan iddia ve itirazların, kararda karşılanmamış olması ,

b ) Bir kararda birbirine aykırı hükümler olması ,

c ) Kararın usul ve kanuna aykırı bulunması ,

d ) Hükmün esasını etkileyen belgelerde hile ve sahtekârlığın ortaya çıkmış olması,

hallerinde kararın düzeltilmesi istenir.                 

Yukarıda belirtmiş olduğumuz idari işlem prosedürlerine bağlı olarak İdari Yargılama Usul Kanunu’ nun 28.maddesine göre idare , gecikmeksizin işlem tesis tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur.Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliği tarihinden başlayarak otuz günü geçemez.Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.

Yukarıda belirtilen durumun aksine Danıştay,bölge idare mahkemeleri,idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idare mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.       

Bu yazı toplam 2938 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÜYE İŞLEMLERİ
123456
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 Muhasebe Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Haber Scripti: CM Bilişim